Menü

Sınırları olmayan Avrupa haberleri. Dilinizde.

Menü
×

Avrupa doğuya dönüyor

Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı tam ölçekli işgali ve devam eden savaş, Avrupa Birliği’nin dış ve savunma politikası gündeminde kademeli bir değişimi  tetiklemiştir. Bu politika değişikliği, AB’nin kendi topraklarına yönelik askeri ve hibrid saldırıları caydırma kapasitesinin sınırlı olduğunun ve Rusya gibi bir dış saldırgandan gelebilecek olası saldırılara karşılık vermek için gerekli güçleri konuşlandırmada daha da az etkili bir stratejiye sahip olduğunun hesaplanmasını içermektedir

.

Daha güçlü bir güvenlik ve savunma politikasını harekete geçirmek için Avrupa üye devletleri bugüne kadar çeşitli araçlara erişmiştir. Bu Avrupa güvenlik araç kutusu doğuya doğru yeniden canlandırılmış bir genişleme sürecini, Ukrayna’nın savaş çabalarını desteklemeye yönelik kolektif bir taahhüdü, ulusal düzeyde askeri harcamaların arttırılmasını ve Avrupa savunma sanayine daha fazla yatırım yapılmasını içermektedir. Tüm bu politikalar geri döndürülebilir olmakla birlikte, gerekli dönüşümün ölçeği göz önüne alındığında doğu genişleme süreci en zorlu süreç olmaya devam etmektedir.

AB’nin Doğu Ortaklığı ndaki ülkeler de işgal sonrası gerçeklere adapte oldular ve Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından ve AB’nin daha önce büyük ölçüde ihmal edilen bu bölgeye artan ilgisinden bu yana dış politika pozisyonlarını değiştirdiler. Ancak Rusya’dan kaynaklanan tehdide ilişkin farklı algılar farklı politika sonuçlarına yol açmıştır. Bazı ülkeler güvenlik ilişkilerini Batı’ya doğru kaydırmak için kararlı taahhütlerde bulundular. Ukrayna ve Moldova bu yönde en aktif hareket eden ülkeler oldu. Gürcistan’ın siyasi elitleri de genişleme politikalarını yeniden canlandırmak ve AB’ye yakınlaşmak için AB’nin sunduğu açıklık fırsatını değerlendirdi, ancak bu Avrupa yolunu engelleyen anti-liberal ve anti-demokratik uygulamalar üretmeye devam ediyor

.

Daha az kesin olmakla birlikte yine de belirtmek gerekir ki Ermenistan, daha önce Güney Kafkasya ulusunun ‘hami devleti’ olarak görülen Rusya ile bağlarını, kısmen Rusya’nın Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı ele geçirmesiAzerbaycan ve Belarus, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve AB’den oluşan kolektif Batı tarafından desteklenen kurumlardan ve demokratik ilkelerden uzaklaşarak daha da otokratikleşti. Belarus sıkı bir şekilde Rusya’nın kampına geçti. Buna karşılık Azerbaycan, Kremlin ile iş ilişkilerini geliştirirken, Rusya’dan gelenlerin yerini alan Avrupa’ya enerji ihracatının hacmini de arttırdı

.

Bu Doğu Avrupa ülkelerinden bazılarının Batı ile politika uyumu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin yarattığı güvenlik zorunluluğu olmasaydı bu kadar kayda değer olmazdı. Yine de herkes Avrupa’nın güvenliğinin Rusya tarafından tehdit edildiği ya da AB’nin doğuya doğru genişlemesine bağlı olduğu konusunda hemfikir değil. Haziran 2024’te yapılacak Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinin sonucu, AP’de daha fazla Rusya dostu ya da Ukrayna’ya karşı tarafsız temsilcinin yer almasını sağlayacak ve bir sonraki Avrupa Komisyonu’nu Ukrayna ile dayanışma rotasında kalmaya zorlayacaktır

.

En önemlisi, ulusal hükümetlerde aşırı sağın yükselişi, Avrupa’nın yeniden canlanan jeopolitik hırslarını daha da zora sokabilir ve güç projeksiyonunu güçlendirme taahhüdünü sorgulatabilir. Daha da önemlisi, aday ülkelerdeki Avrupa karşıtı gerilemeler, AB’nin komşuluk bölgesine daha fazla destek verilmesini de engelleyebilir

.
Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Belarus

Alexander Lukashenko’nun liderliği altında kaldığı sürece Belarus AB’den geri dönülmez bir şekilde uzak kalmaya devam edecektir. Blok otokratik yönetimini sağlamlaştıran 8 Ağustos 2020’deki tartışmalı seçimin ardından Lukashenko’nun başkanlığının meşruiyetini kabul etmeyi reddetti ler. Bunu takip eden ve iktidarına itiraz eden yaygın protestolara rağmen, Lukashenko sağlam bir şekilde yerleşmeye devam ediyor ve rejimini korumak için gerekli olan her türlü baskı aracını  kullanmaya istekli olduğunu gösterdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen Belarus topraklarından işgal etmesinden bu yana, Belarus’un yaptırımlardan etkilenen ekonomisi giderek daha fazla Rusya’ya bağımlı hale geldi. Belarus resmi olarak Ukrayna’daki savaşın dışında kalmaya devam etse de, Lukashenko Rusya’nın Belarus topraklarını askeri üs ve silahlı kuvvetleri için toplanma alanı olarak kullanmasına izin veriyor. 2021’de Kremlin’den sızdırılan bir belge 2030’a kadar Belarus’un Rusya Federasyonu’na ilhakı için somut planlar gösterdi. Böyle bir birlik mevcut düzenlemeleri resmileştirecek ancak Rusya’nın Belarus toplumunun uyumunu sağlamak için ek maliyetlere katlanmasını gerektirecektir. Bununla birlikte Moskova, taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarına çoktan nakletmiş durumda

.

Belarus’un Litvanya, Letonya ve Polonya ile olan sınırlarında düzensizlik yaratmak için mültecileri silah olarak kullanması, ülkenin komşularıyla olan ilişkilerine daha da zarar verdi. Belarus üzerinden AB sınırlarını geçmeye çalışan göçmenler, AB’nin 2024 yılında daha katı sığınma ve göç kurallarını kabul etmesinden bu yana sığınacak yer bulmakta daha da zorlanacaklar. Letonya ve Litvanya 2023 yılında kendi yasalarını geçirerek Belarus ile olan sınırlarında mültecileri geri itmeye yönelik süregelen bir uygulamayı resmileştirdi. İnsan hakları örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar‘a göre, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya ulaşmayı başaran insanların çoğu, sınır yetkilileri tarafından sıklıkla şiddet kullanılarak Belarus topraklarına geri gönderilmeye zorlanıyor.

Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Azerbaycan

Azerbaycan, görevdeki cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Şubat 2024’te oyların yüzde 92’sinden fazlasını alarak beşinci dönemini kazanmasıyla otokrasi statüsünü daha da pekiştirdi. Aliyev, Kasım 2023’te Dağlık Karabağ bölgesini başarıyla ele geçirmesinin ardından erken seçim çağrısında bulunmuştu

.

O zamandan bu yana Aliyev, aralarında Afganistan’daki Taliban hükümetinin de bulunduğu Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye devam etti. Aliyev’in önceliği Ermenistan’ın Syunik bölgesini ikiye bölerek Azerbaycan’ı batıdaki Nahçıvan eksklavına bağlayacak gümrüksüz bir geçiş yolu olan Zangezur koridorunu kurmak. Aliyev Ermenistan’a kendisini bu hedefe yaklaştıracak dört köyün imtiyazını kabul etmesi için baskı yapıyor. Azeri hükümeti,Türkiye ile Zangezur koridorunun inşasını kabul etti ki bu hızlı başarı için gerekli bir koşuldur.

Artan otokratikleşmesine ve 2022’den bu yana Rusya ile yenilenen ilişkilerine rağmen AB, özellikle petrol ve gaz rezervleri ve Rusya ile Çin arasındaki stratejik konumu nedeniyle Azerbaycan ile yakın bağlarını sürdürüyor. AB, Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Azerbaycan’dan gaz satın alıyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Bakü’nün kendi iç talebini karşılamasını sağlayacak bir anlaşma kapsamında Rusya’dan gaz ithal etmeye başladı

.

Azerbaycan’ın Avrupa’ya doğal gaz ihracatı 2021’den 2023’e kadar istikrarlı bir şekilde artarak 2021’de 19 milyar metreküpe (bcm), 2022’de 22,6 bcm’e ve 2023’te 23,8 bcm’e ulaştı. Bu miktar AB, Gürcistan, Türkiye ve Sırbistan pazarları arasında paylaştırıldı . Ancak Azerbaycan’ın Bakü’nün kendi iç talebini karşılayabilmesi için Rusya’dan gaz ithal etme anlaşması, AB’nin Rus gazına olan bağımlılığının gerçekten kırılıp kırılmadığı sorusunu gündeme getiriyor

.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir savaş patlak vermesi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Ermenistan yönetimi Azerbaycan’ın taleplerine çoğunlukla olumlu yaklaşsa da, barış anlaşmasının imzalanmasındaki bazı gecikmeler ve Azerbaycan’ın istediği daha fazla topraktan feragat etmesi yeni çatışmalara yol açabilir. AB muhtemelen bölgedeki siyasi karışıklıklara sadece ılımlı bir şekilde dahil olmaya devam edecek ve ekonomik ve enerji kaygılarına öncelik verecektir.

Belarus

Alexander Lukashenko’nun liderliği altında kaldığı sürece Belarus AB’den geri dönülmez bir şekilde uzak kalmaya devam edecektir. Blok otokratik yönetimini sağlamlaştıran 8 Ağustos 2020’deki tartışmalı seçimin ardından Lukashenko’nun başkanlığının meşruiyetini kabul etmeyi reddetti ler. Bunu takip eden ve iktidarına itiraz eden yaygın protestolara rağmen, Lukashenko sağlam bir şekilde yerleşmeye devam ediyor ve rejimini korumak için gerekli olan her türlü baskı aracını  kullanmaya istekli olduğunu gösterdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen Belarus topraklarından işgal etmesinden bu yana, Belarus’un yaptırımlardan etkilenen ekonomisi giderek daha fazla Rusya’ya bağımlı hale geldi. Belarus resmi olarak Ukrayna’daki savaşın dışında kalmaya devam etse de, Lukashenko Rusya’nın Belarus topraklarını askeri üs ve silahlı kuvvetleri için toplanma alanı olarak kullanmasına izin veriyor. 2021’de Kremlin’den sızdırılan bir belge 2030’a kadar Belarus’un Rusya Federasyonu’na ilhakı için somut planlar gösterdi. Böyle bir birlik mevcut düzenlemeleri resmileştirecek ancak Rusya’nın Belarus toplumunun uyumunu sağlamak için ek maliyetlere katlanmasını gerektirecektir. Bununla birlikte Moskova, taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarına çoktan nakletmiş durumda

.

Belarus’un Litvanya, Letonya ve Polonya ile olan sınırlarında düzensizlik yaratmak için mültecileri silah olarak kullanması, ülkenin komşularıyla olan ilişkilerine daha da zarar verdi. Belarus üzerinden AB sınırlarını geçmeye çalışan göçmenler, AB’nin 2024 yılında daha katı sığınma ve göç kurallarını kabul etmesinden bu yana sığınacak yer bulmakta daha da zorlanacaklar. Letonya ve Litvanya 2023 yılında kendi yasalarını geçirerek Belarus ile olan sınırlarında mültecileri geri itmeye yönelik süregelen bir uygulamayı resmileştirdi. İnsan hakları örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar‘a göre, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya ulaşmayı başaran insanların çoğu, sınır yetkilileri tarafından sıklıkla şiddet kullanılarak Belarus topraklarına geri gönderilmeye zorlanıyor.

Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Ermenistan

Ermenistan son bir yıl içinde AB ile ilişkilerini geliştirmeyi ve güvenlik garantileri için Rusya’dan uzaklaşmayı hedeflediğinin sinyallerini verdi. Bu dış politika değişikliği, Azerbaycan’ın 2023’te Dağlık Karabağ ‘daki başarılı saldırısında Rusya’nın Ermenistan’ın yardımına gelmemesinin bir sonucudur. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı bünyesine katması karşısında Rusya’nın pasif kalması, Rusya liderliğindeki Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’dan oluşan NATO tipi hükümetler arası bir askeri ittifak olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ)’nün karşılıklı savunma maddesini ihlal etti.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan,Ermenistan’ın KGAÖ üyeliğinin dondurulduğunu ilan etti. Ermenistan ayrıca ülkenin Moskova’da bulunan KGAÖ temsilcisini de geri çağırdı.

Rusya’dan herhangi bir güvenlik garantisi alamayan ve ülkesinin önceliklerini değiştirmek isteyen Paşinyan, Azeri yönetiminin talep ettiği dört köyden daha fazla toprak verilmesi anlamına gelse bile, Azerbaycan ile bir barış anlaşmasının resmileştirilmesine odaklanmış görünüyor. Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan ordusuna karşı savunma konusundaki isteksizliği popülaritesini zayıflatarak istikrarsızlık riskini arttırdı.

Geleneksel olarak cephaneliği için Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan, şimdi güvenlik çıkarlarını Rusya’dan uzaklaştırıp Batı ile yakınlaşmaya çalışıyor. Azerbaycan’la olan sınırını izlemek için bir AB misyonunu  memnuniyetle karşılarken, Fransa’dan zırhlı araçlar ve radar sistemleri satın almayı hedefliyor.

Bununla birlikte Ermenistan, Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlardan da yararlandı. Otomobil, cep telefonu, yüksek teknoloji ürünleri ve diğer tüketici elektroniği gibi Batı’da üretilen malları yeniden ihraç eden Ermeni şirketleri, Ukrayna’daki savaşın patlak vermesinden bu yana işlerini artırdı . Bu uygulama sayesinde Ermenistan’ın Rusya’ya toplam ihracatı üç katına çıktı. Bu şirketlerin Ermenistan’da ödedikleri yüksek vergiler de arttı. ABD ve AB’nin yüksek teknolojili malların ve bileşenlerin yeniden ihracatını engellemeye yönelik güçlü baskısı altında, Ermeni ihracatçılar artık Rusya’ya mikroçip, transformatör, video kamera, anten ve diğer elektronik ekipmanları teslim etmek için hükümet iznine ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycan

Azerbaycan, görevdeki cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Şubat 2024’te oyların yüzde 92’sinden fazlasını alarak beşinci dönemini kazanmasıyla otokrasi statüsünü daha da pekiştirdi. Aliyev, Kasım 2023’te Dağlık Karabağ bölgesini başarıyla ele geçirmesinin ardından erken seçim çağrısında bulunmuştu

.

O zamandan bu yana Aliyev, aralarında Afganistan’daki Taliban hükümetinin de bulunduğu Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye devam etti. Aliyev’in önceliği Ermenistan’ın Syunik bölgesini ikiye bölerek Azerbaycan’ı batıdaki Nahçıvan eksklavına bağlayacak gümrüksüz bir geçiş yolu olan Zangezur koridorunu kurmak. Aliyev Ermenistan’a kendisini bu hedefe yaklaştıracak dört köyün imtiyazını kabul etmesi için baskı yapıyor. Azeri hükümeti,Türkiye ile Zangezur koridorunun inşasını kabul etti ki bu hızlı başarı için gerekli bir koşuldur.

Artan otokratikleşmesine ve 2022’den bu yana Rusya ile yenilenen ilişkilerine rağmen AB, özellikle petrol ve gaz rezervleri ve Rusya ile Çin arasındaki stratejik konumu nedeniyle Azerbaycan ile yakın bağlarını sürdürüyor. AB, Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Azerbaycan’dan gaz satın alıyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Bakü’nün kendi iç talebini karşılamasını sağlayacak bir anlaşma kapsamında Rusya’dan gaz ithal etmeye başladı

.

Azerbaycan’ın Avrupa’ya doğal gaz ihracatı 2021’den 2023’e kadar istikrarlı bir şekilde artarak 2021’de 19 milyar metreküpe (bcm), 2022’de 22,6 bcm’e ve 2023’te 23,8 bcm’e ulaştı. Bu miktar AB, Gürcistan, Türkiye ve Sırbistan pazarları arasında paylaştırıldı . Ancak Azerbaycan’ın Bakü’nün kendi iç talebini karşılayabilmesi için Rusya’dan gaz ithal etme anlaşması, AB’nin Rus gazına olan bağımlılığının gerçekten kırılıp kırılmadığı sorusunu gündeme getiriyor

.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir savaş patlak vermesi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Ermenistan yönetimi Azerbaycan’ın taleplerine çoğunlukla olumlu yaklaşsa da, barış anlaşmasının imzalanmasındaki bazı gecikmeler ve Azerbaycan’ın istediği daha fazla topraktan feragat etmesi yeni çatışmalara yol açabilir. AB muhtemelen bölgedeki siyasi karışıklıklara sadece ılımlı bir şekilde dahil olmaya devam edecek ve ekonomik ve enerji kaygılarına öncelik verecektir.

Belarus

Alexander Lukashenko’nun liderliği altında kaldığı sürece Belarus AB’den geri dönülmez bir şekilde uzak kalmaya devam edecektir. Blok otokratik yönetimini sağlamlaştıran 8 Ağustos 2020’deki tartışmalı seçimin ardından Lukashenko’nun başkanlığının meşruiyetini kabul etmeyi reddetti ler. Bunu takip eden ve iktidarına itiraz eden yaygın protestolara rağmen, Lukashenko sağlam bir şekilde yerleşmeye devam ediyor ve rejimini korumak için gerekli olan her türlü baskı aracını  kullanmaya istekli olduğunu gösterdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen Belarus topraklarından işgal etmesinden bu yana, Belarus’un yaptırımlardan etkilenen ekonomisi giderek daha fazla Rusya’ya bağımlı hale geldi. Belarus resmi olarak Ukrayna’daki savaşın dışında kalmaya devam etse de, Lukashenko Rusya’nın Belarus topraklarını askeri üs ve silahlı kuvvetleri için toplanma alanı olarak kullanmasına izin veriyor. 2021’de Kremlin’den sızdırılan bir belge 2030’a kadar Belarus’un Rusya Federasyonu’na ilhakı için somut planlar gösterdi. Böyle bir birlik mevcut düzenlemeleri resmileştirecek ancak Rusya’nın Belarus toplumunun uyumunu sağlamak için ek maliyetlere katlanmasını gerektirecektir. Bununla birlikte Moskova, taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarına çoktan nakletmiş durumda

.

Belarus’un Litvanya, Letonya ve Polonya ile olan sınırlarında düzensizlik yaratmak için mültecileri silah olarak kullanması, ülkenin komşularıyla olan ilişkilerine daha da zarar verdi. Belarus üzerinden AB sınırlarını geçmeye çalışan göçmenler, AB’nin 2024 yılında daha katı sığınma ve göç kurallarını kabul etmesinden bu yana sığınacak yer bulmakta daha da zorlanacaklar. Letonya ve Litvanya 2023 yılında kendi yasalarını geçirerek Belarus ile olan sınırlarında mültecileri geri itmeye yönelik süregelen bir uygulamayı resmileştirdi. İnsan hakları örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar‘a göre, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya ulaşmayı başaran insanların çoğu, sınır yetkilileri tarafından sıklıkla şiddet kullanılarak Belarus topraklarına geri gönderilmeye zorlanıyor.

Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Gürcistan

Gürcistan resmi olarak ana dış politika önceliği olarak AB entegrasyonunu takip ediyor. 2023’ün başlarında yapılan bir ankette, Gürcistan nüfusunun yüzde 89 u AB üyeliğini desteklerken, iktidar partisi Gürcü Rüyası-Demokratik Gürcistan (GD-DG) Avrupa yanlısı bir gündemi olduğunu iddia ediyor. Ancak AB, Aralık 2023’te Gürcistan’a aday üye statüsü vermiş olsa da Tiflis, Moldova ya da Ukrayna kadar kararlı bir şekilde reformların peşinden gitmiyor ve zaman zaman ülkeyi AB yolundan uzaklaştıran adımlar atıyor.

Son olarak, GD-DG tarafından desteklenen Rus tarzı ‘yabancı ajan yasası’ ülkenin AB değerlerine bağlılığı konusunda soru işaretleri yarattı. Gürcistan’daki medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, aktivist gruplar ve fonlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan bağımsız medya kuruluşlarının ‘yabancı ajan’ olarak kayıt yaptırmalarını ya da cezalarla karşılaşmalarını gerektiren yasanın gazetecileri hedef almak için istismar edilebileceğinden korkuyor. Gözlemciler bu kararı, GD-DG’nin Ekim 2024’te yapılacak parlamento seçimleri öncesinde daha fazla güç toplamasının bir yolu olarak görüyor. Buna ek olarak, yakın zamanda önerilen, insanların cinsiyetlerini değiştirmelerini yasaklayan ve eşcinsel çiftlerin çocuk evlat edinmelerini yasaklayan LGBTQ+ karşıtı yasalar da batılı liderlerin eleştirilerine yol açtı.

Bu önlemlere rağmen GD-DG hala kamuoyu yoklamalarında birinci sırada, popüler olmayan ve parçalanmış bir muhalefetin rahatça önünde yer alıyor. Devam eden hükümet karşıtı protestolara rağmen, partinin yaklaşan parlamento seçimlerinde ilk sırayı alması ve Gürcistan’ın Avrupa yanlısı yolunu daha da şüpheye düşürmesi muhtemeldir.

Gürcistan da Rusya’ya karşı muğlak bir tutum sergilemekte ve Abhazya ve Güney Osetya vilayetlerini işgal eden bu ülkeyle dostane ilişkilerini savunmaktadır. Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’ı istikrarsızlaştırmak ve AB ve NATO entegrasyon planlarını engellemek için sık sık kullanan Rusya ile yaşadığı travmatik deneyime rağmen Moskova’nın Ukrayna’yı işgalini kınamaktan kaçındı. Aynı zamanda, aralarında ABD ve IMF’nin de bulunduğu uluslararası değerlendiriciler, Gürcistan’ın Rusya’ya karşı koordine edilen yaptırım rejimiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu teyit etti. Dahası, AB Gürcistan’ın ana ticaret ortağı olmaya devam etmekte olup, ticaretinin %20,5’ini gerçekleştirmekte, onu Türkiye (%14,6) ve Rusya (%13) izlemektedir.

Rusya ile ilişkilerin ısınmasına karşı protestolar devam edebilir ve GD-DG ve ülkenin istikrarı için sorunlu hale gelebilir. Ancak hükümet ve GD-DG, muhalefete verilen desteğin zayıflamasıyla da cesaretlenebilir. Gürcistan reformları uygulamakta zorlanırken AB entegrasyonuna yönelik ilerleme yavaş kalacaktır.

Ermenistan

Ermenistan son bir yıl içinde AB ile ilişkilerini geliştirmeyi ve güvenlik garantileri için Rusya’dan uzaklaşmayı hedeflediğinin sinyallerini verdi. Bu dış politika değişikliği, Azerbaycan’ın 2023’te Dağlık Karabağ ‘daki başarılı saldırısında Rusya’nın Ermenistan’ın yardımına gelmemesinin bir sonucudur. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı bünyesine katması karşısında Rusya’nın pasif kalması, Rusya liderliğindeki Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’dan oluşan NATO tipi hükümetler arası bir askeri ittifak olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ)’nün karşılıklı savunma maddesini ihlal etti.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan,Ermenistan’ın KGAÖ üyeliğinin dondurulduğunu ilan etti. Ermenistan ayrıca ülkenin Moskova’da bulunan KGAÖ temsilcisini de geri çağırdı.

Rusya’dan herhangi bir güvenlik garantisi alamayan ve ülkesinin önceliklerini değiştirmek isteyen Paşinyan, Azeri yönetiminin talep ettiği dört köyden daha fazla toprak verilmesi anlamına gelse bile, Azerbaycan ile bir barış anlaşmasının resmileştirilmesine odaklanmış görünüyor. Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan ordusuna karşı savunma konusundaki isteksizliği popülaritesini zayıflatarak istikrarsızlık riskini arttırdı.

Geleneksel olarak cephaneliği için Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan, şimdi güvenlik çıkarlarını Rusya’dan uzaklaştırıp Batı ile yakınlaşmaya çalışıyor. Azerbaycan’la olan sınırını izlemek için bir AB misyonunu  memnuniyetle karşılarken, Fransa’dan zırhlı araçlar ve radar sistemleri satın almayı hedefliyor.

Bununla birlikte Ermenistan, Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlardan da yararlandı. Otomobil, cep telefonu, yüksek teknoloji ürünleri ve diğer tüketici elektroniği gibi Batı’da üretilen malları yeniden ihraç eden Ermeni şirketleri, Ukrayna’daki savaşın patlak vermesinden bu yana işlerini artırdı . Bu uygulama sayesinde Ermenistan’ın Rusya’ya toplam ihracatı üç katına çıktı. Bu şirketlerin Ermenistan’da ödedikleri yüksek vergiler de arttı. ABD ve AB’nin yüksek teknolojili malların ve bileşenlerin yeniden ihracatını engellemeye yönelik güçlü baskısı altında, Ermeni ihracatçılar artık Rusya’ya mikroçip, transformatör, video kamera, anten ve diğer elektronik ekipmanları teslim etmek için hükümet iznine ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycan

Azerbaycan, görevdeki cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Şubat 2024’te oyların yüzde 92’sinden fazlasını alarak beşinci dönemini kazanmasıyla otokrasi statüsünü daha da pekiştirdi. Aliyev, Kasım 2023’te Dağlık Karabağ bölgesini başarıyla ele geçirmesinin ardından erken seçim çağrısında bulunmuştu

.

O zamandan bu yana Aliyev, aralarında Afganistan’daki Taliban hükümetinin de bulunduğu Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye devam etti. Aliyev’in önceliği Ermenistan’ın Syunik bölgesini ikiye bölerek Azerbaycan’ı batıdaki Nahçıvan eksklavına bağlayacak gümrüksüz bir geçiş yolu olan Zangezur koridorunu kurmak. Aliyev Ermenistan’a kendisini bu hedefe yaklaştıracak dört köyün imtiyazını kabul etmesi için baskı yapıyor. Azeri hükümeti,Türkiye ile Zangezur koridorunun inşasını kabul etti ki bu hızlı başarı için gerekli bir koşuldur.

Artan otokratikleşmesine ve 2022’den bu yana Rusya ile yenilenen ilişkilerine rağmen AB, özellikle petrol ve gaz rezervleri ve Rusya ile Çin arasındaki stratejik konumu nedeniyle Azerbaycan ile yakın bağlarını sürdürüyor. AB, Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Azerbaycan’dan gaz satın alıyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Bakü’nün kendi iç talebini karşılamasını sağlayacak bir anlaşma kapsamında Rusya’dan gaz ithal etmeye başladı

.

Azerbaycan’ın Avrupa’ya doğal gaz ihracatı 2021’den 2023’e kadar istikrarlı bir şekilde artarak 2021’de 19 milyar metreküpe (bcm), 2022’de 22,6 bcm’e ve 2023’te 23,8 bcm’e ulaştı. Bu miktar AB, Gürcistan, Türkiye ve Sırbistan pazarları arasında paylaştırıldı . Ancak Azerbaycan’ın Bakü’nün kendi iç talebini karşılayabilmesi için Rusya’dan gaz ithal etme anlaşması, AB’nin Rus gazına olan bağımlılığının gerçekten kırılıp kırılmadığı sorusunu gündeme getiriyor

.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir savaş patlak vermesi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Ermenistan yönetimi Azerbaycan’ın taleplerine çoğunlukla olumlu yaklaşsa da, barış anlaşmasının imzalanmasındaki bazı gecikmeler ve Azerbaycan’ın istediği daha fazla topraktan feragat etmesi yeni çatışmalara yol açabilir. AB muhtemelen bölgedeki siyasi karışıklıklara sadece ılımlı bir şekilde dahil olmaya devam edecek ve ekonomik ve enerji kaygılarına öncelik verecektir.

Belarus

Alexander Lukashenko’nun liderliği altında kaldığı sürece Belarus AB’den geri dönülmez bir şekilde uzak kalmaya devam edecektir. Blok otokratik yönetimini sağlamlaştıran 8 Ağustos 2020’deki tartışmalı seçimin ardından Lukashenko’nun başkanlığının meşruiyetini kabul etmeyi reddetti ler. Bunu takip eden ve iktidarına itiraz eden yaygın protestolara rağmen, Lukashenko sağlam bir şekilde yerleşmeye devam ediyor ve rejimini korumak için gerekli olan her türlü baskı aracını  kullanmaya istekli olduğunu gösterdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen Belarus topraklarından işgal etmesinden bu yana, Belarus’un yaptırımlardan etkilenen ekonomisi giderek daha fazla Rusya’ya bağımlı hale geldi. Belarus resmi olarak Ukrayna’daki savaşın dışında kalmaya devam etse de, Lukashenko Rusya’nın Belarus topraklarını askeri üs ve silahlı kuvvetleri için toplanma alanı olarak kullanmasına izin veriyor. 2021’de Kremlin’den sızdırılan bir belge 2030’a kadar Belarus’un Rusya Federasyonu’na ilhakı için somut planlar gösterdi. Böyle bir birlik mevcut düzenlemeleri resmileştirecek ancak Rusya’nın Belarus toplumunun uyumunu sağlamak için ek maliyetlere katlanmasını gerektirecektir. Bununla birlikte Moskova, taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarına çoktan nakletmiş durumda

.

Belarus’un Litvanya, Letonya ve Polonya ile olan sınırlarında düzensizlik yaratmak için mültecileri silah olarak kullanması, ülkenin komşularıyla olan ilişkilerine daha da zarar verdi. Belarus üzerinden AB sınırlarını geçmeye çalışan göçmenler, AB’nin 2024 yılında daha katı sığınma ve göç kurallarını kabul etmesinden bu yana sığınacak yer bulmakta daha da zorlanacaklar. Letonya ve Litvanya 2023 yılında kendi yasalarını geçirerek Belarus ile olan sınırlarında mültecileri geri itmeye yönelik süregelen bir uygulamayı resmileştirdi. İnsan hakları örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar‘a göre, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya ulaşmayı başaran insanların çoğu, sınır yetkilileri tarafından sıklıkla şiddet kullanılarak Belarus topraklarına geri gönderilmeye zorlanıyor.

Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Moldova

Moldova’nın küçük boyutu ve ekonomisi onu doğudaki adaylar arasında teknik olarak AB’nin tek pazarına dahil edilmesi en kolay ülke yapıyor. Ancak ülke aynı zamanda Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri ve büyük ölçüde Rusya yanlısı ayrılıkçı bölge Transdinyester’in yanı sıra Rusya’ya giderek daha fazla bağlanan özerk Gagavuzya bölgesinde çözülmemiş toprak sorunları var. Etnik ve bölgesel çatışmalar AB entegrasyonu görevini daha da göz korkutucu hale getirmektedir.

2023 yılı başlarında yapılan bir ankete göre, Moldovalıların yüzde 60’a yakını  ülkelerinin AB’ye katılmasını istiyor, ancak Moldova’nın Avrupa rotası Rusya yanlısı güçlerin hükümetten uzak tutulmasına bağlı. Bu son hedef, Rusya yanlısı Transnistrianların Kişinev siyaseti üzerindeki etkilerini arttırmalarını sınırlamayı da içeren pek çok siyasi manevra gerektiriyor.

Transdinyester’in – ve giderek Gagavuzya’nın – rolü Kişinev’deki siyaseti etkileme potansiyeli açısından önemli. Şubat 2024’te Transdinyester yönetimi Moskova’dan kendisini Moldova hükümetinin  ‘artan baskısından’  korumasını istedi.

Milli açıdan Rusya, çoğu emekli yaklaşık 400.000 kişinin yaşadığı Transdinyester’e ilgi göstermiyor ya da kaynak ayırmıyor. Moskova’nın Moldova’yı istikrarsızlaştırma emelleri Transdinyester’in ötesine geçiyor. Aslında Kişinev’deki pek çok siyasetçi, Rusça konuşulan Transdinyester’in Moldova’ya çok hızlı bir şekilde entegre edilmesinin Kremlin’e, bölgeyi 1992’den beri şiddetten uzak tutan bu gri bölgede bırakmaktan çok daha fazla yardımcı olacağından korkuyor. Benzer şekilde, 135.000 Türk kökenli ancak Rusça konuşan Gagavuzların çoğu da Rusya yanlısı partileri destekliyor

.

Moldova’da 20 Ekim 2024 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2025 yılında ise parlamento seçimleri yapılacak. Görevdeki Maia Sandu, Avrupa yanlısı partisi Eylem ve Dayanışma’nın (PAS) şansını arttırmak ve cumhurbaşkanlığı koltuğundaki hakimiyetini korumak için, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı gün AB üyeliği için bir danışma referandumu yapılacağını duyurdu. Polling seçmenlerin yüzde 27’sinin ilk tercihi olan PAS, Rusya yanlısı Sosyalist Parti’nin on puan önünde yer alıyor. Rusya yanlısı bir diğer siyasi blok olan Şans, Yükümlülükler, Başarılar ise üçüncü sırada yer alıyor. Seçmenlerin yüzde 10’unun tercihini alan PAS, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda ipi göğüsleyebilir

.

Rus hükümeti yaklaşan seçimleri Kişinev’de daha fazla nüfuz kazanmak için bir fırsat olarak görüyor. Moskova, Rusya yanlısı Transdinyester’i elinde tutarak Moldova’da bir dayanak noktası oluştursa da, bu bölgede askeri çatışmayı tırmandıracağını beklemek için bir neden yok. Kağıt üzerinde Transdinyester’de 1,500 Rus askeri olması gerekiyor, ancak Moldovalı yetkililere göre çoğunluk aslında Rus üniforması giymiş yerel halktan oluşuyor. Halen Transdinyester topraklarında bulunan Rus askerlerinin sayısı aslında 100’ün altında – somut bir askeri tehdidi temsil eden bir sayı değil.

Buna ek olarak Ukrayna, Transdinyester ile olan sınırını kapatarak dolaylı olarak bir kara saldırısına karşı koruma sağlamış ve yasal ve yasadışı ticareti kesmiştir. Transdinyester yönetimi Kişinev’den kopmamak için Rusya ile bağlantıya ihtiyaç duysa da Moldova devletiyle ekonomik entegrasyona gitmek de çıkarlarına uygun. Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana Transdinyester’i yöneten siyasetçiler ve işadamları çatışmanın dışında kaldılar

.

Tıpkı Ukrayna örneğinde olduğu gibi, Avrupa Konseyi’nin Aralık 2023’te Moldova ile katılım müzakerelerini başlatmasının ardından müzakere ekiplerinin hazırlanması ve Moldova mevzuatının, kurallarının ve prosedürlerinin standartlaştırılmasına yönelik çalışmalar hız kazandı. Moldova ve AB mevzuatını uyumlaştırma süreci 2018‘den bu yana devam ediyor ancak Moldova bürokrasisinin AB’nin talep ettiği değişiklikleri gerçekleştirme kapasitesi sınırlı. Moldova ekonomisini uzun vadede olumsuz etkilemeyecek daha iyi anlaşmaları müzakere etme kabiliyeti de kısıtlı.

Gürcistan

Gürcistan resmi olarak ana dış politika önceliği olarak AB entegrasyonunu takip ediyor. 2023’ün başlarında yapılan bir ankette, Gürcistan nüfusunun yüzde 89 u AB üyeliğini desteklerken, iktidar partisi Gürcü Rüyası-Demokratik Gürcistan (GD-DG) Avrupa yanlısı bir gündemi olduğunu iddia ediyor. Ancak AB, Aralık 2023’te Gürcistan’a aday üye statüsü vermiş olsa da Tiflis, Moldova ya da Ukrayna kadar kararlı bir şekilde reformların peşinden gitmiyor ve zaman zaman ülkeyi AB yolundan uzaklaştıran adımlar atıyor.

Son olarak, GD-DG tarafından desteklenen Rus tarzı ‘yabancı ajan yasası’ ülkenin AB değerlerine bağlılığı konusunda soru işaretleri yarattı. Gürcistan’daki medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, aktivist gruplar ve fonlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan bağımsız medya kuruluşlarının ‘yabancı ajan’ olarak kayıt yaptırmalarını ya da cezalarla karşılaşmalarını gerektiren yasanın gazetecileri hedef almak için istismar edilebileceğinden korkuyor. Gözlemciler bu kararı, GD-DG’nin Ekim 2024’te yapılacak parlamento seçimleri öncesinde daha fazla güç toplamasının bir yolu olarak görüyor. Buna ek olarak, yakın zamanda önerilen, insanların cinsiyetlerini değiştirmelerini yasaklayan ve eşcinsel çiftlerin çocuk evlat edinmelerini yasaklayan LGBTQ+ karşıtı yasalar da batılı liderlerin eleştirilerine yol açtı.

Bu önlemlere rağmen GD-DG hala kamuoyu yoklamalarında birinci sırada, popüler olmayan ve parçalanmış bir muhalefetin rahatça önünde yer alıyor. Devam eden hükümet karşıtı protestolara rağmen, partinin yaklaşan parlamento seçimlerinde ilk sırayı alması ve Gürcistan’ın Avrupa yanlısı yolunu daha da şüpheye düşürmesi muhtemeldir.

Gürcistan da Rusya’ya karşı muğlak bir tutum sergilemekte ve Abhazya ve Güney Osetya vilayetlerini işgal eden bu ülkeyle dostane ilişkilerini savunmaktadır. Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’ı istikrarsızlaştırmak ve AB ve NATO entegrasyon planlarını engellemek için sık sık kullanan Rusya ile yaşadığı travmatik deneyime rağmen Moskova’nın Ukrayna’yı işgalini kınamaktan kaçındı. Aynı zamanda, aralarında ABD ve IMF’nin de bulunduğu uluslararası değerlendiriciler, Gürcistan’ın Rusya’ya karşı koordine edilen yaptırım rejimiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu teyit etti. Dahası, AB Gürcistan’ın ana ticaret ortağı olmaya devam etmekte olup, ticaretinin %20,5’ini gerçekleştirmekte, onu Türkiye (%14,6) ve Rusya (%13) izlemektedir.

Rusya ile ilişkilerin ısınmasına karşı protestolar devam edebilir ve GD-DG ve ülkenin istikrarı için sorunlu hale gelebilir. Ancak hükümet ve GD-DG, muhalefete verilen desteğin zayıflamasıyla da cesaretlenebilir. Gürcistan reformları uygulamakta zorlanırken AB entegrasyonuna yönelik ilerleme yavaş kalacaktır.

Ermenistan

Ermenistan son bir yıl içinde AB ile ilişkilerini geliştirmeyi ve güvenlik garantileri için Rusya’dan uzaklaşmayı hedeflediğinin sinyallerini verdi. Bu dış politika değişikliği, Azerbaycan’ın 2023’te Dağlık Karabağ ‘daki başarılı saldırısında Rusya’nın Ermenistan’ın yardımına gelmemesinin bir sonucudur. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı bünyesine katması karşısında Rusya’nın pasif kalması, Rusya liderliğindeki Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’dan oluşan NATO tipi hükümetler arası bir askeri ittifak olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ)’nün karşılıklı savunma maddesini ihlal etti.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan,Ermenistan’ın KGAÖ üyeliğinin dondurulduğunu ilan etti. Ermenistan ayrıca ülkenin Moskova’da bulunan KGAÖ temsilcisini de geri çağırdı.

Rusya’dan herhangi bir güvenlik garantisi alamayan ve ülkesinin önceliklerini değiştirmek isteyen Paşinyan, Azeri yönetiminin talep ettiği dört köyden daha fazla toprak verilmesi anlamına gelse bile, Azerbaycan ile bir barış anlaşmasının resmileştirilmesine odaklanmış görünüyor. Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan ordusuna karşı savunma konusundaki isteksizliği popülaritesini zayıflatarak istikrarsızlık riskini arttırdı.

Geleneksel olarak cephaneliği için Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan, şimdi güvenlik çıkarlarını Rusya’dan uzaklaştırıp Batı ile yakınlaşmaya çalışıyor. Azerbaycan’la olan sınırını izlemek için bir AB misyonunu  memnuniyetle karşılarken, Fransa’dan zırhlı araçlar ve radar sistemleri satın almayı hedefliyor.

Bununla birlikte Ermenistan, Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlardan da yararlandı. Otomobil, cep telefonu, yüksek teknoloji ürünleri ve diğer tüketici elektroniği gibi Batı’da üretilen malları yeniden ihraç eden Ermeni şirketleri, Ukrayna’daki savaşın patlak vermesinden bu yana işlerini artırdı . Bu uygulama sayesinde Ermenistan’ın Rusya’ya toplam ihracatı üç katına çıktı. Bu şirketlerin Ermenistan’da ödedikleri yüksek vergiler de arttı. ABD ve AB’nin yüksek teknolojili malların ve bileşenlerin yeniden ihracatını engellemeye yönelik güçlü baskısı altında, Ermeni ihracatçılar artık Rusya’ya mikroçip, transformatör, video kamera, anten ve diğer elektronik ekipmanları teslim etmek için hükümet iznine ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycan

Azerbaycan, görevdeki cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Şubat 2024’te oyların yüzde 92’sinden fazlasını alarak beşinci dönemini kazanmasıyla otokrasi statüsünü daha da pekiştirdi. Aliyev, Kasım 2023’te Dağlık Karabağ bölgesini başarıyla ele geçirmesinin ardından erken seçim çağrısında bulunmuştu

.

O zamandan bu yana Aliyev, aralarında Afganistan’daki Taliban hükümetinin de bulunduğu Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye devam etti. Aliyev’in önceliği Ermenistan’ın Syunik bölgesini ikiye bölerek Azerbaycan’ı batıdaki Nahçıvan eksklavına bağlayacak gümrüksüz bir geçiş yolu olan Zangezur koridorunu kurmak. Aliyev Ermenistan’a kendisini bu hedefe yaklaştıracak dört köyün imtiyazını kabul etmesi için baskı yapıyor. Azeri hükümeti,Türkiye ile Zangezur koridorunun inşasını kabul etti ki bu hızlı başarı için gerekli bir koşuldur.

Artan otokratikleşmesine ve 2022’den bu yana Rusya ile yenilenen ilişkilerine rağmen AB, özellikle petrol ve gaz rezervleri ve Rusya ile Çin arasındaki stratejik konumu nedeniyle Azerbaycan ile yakın bağlarını sürdürüyor. AB, Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Azerbaycan’dan gaz satın alıyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Bakü’nün kendi iç talebini karşılamasını sağlayacak bir anlaşma kapsamında Rusya’dan gaz ithal etmeye başladı

.

Azerbaycan’ın Avrupa’ya doğal gaz ihracatı 2021’den 2023’e kadar istikrarlı bir şekilde artarak 2021’de 19 milyar metreküpe (bcm), 2022’de 22,6 bcm’e ve 2023’te 23,8 bcm’e ulaştı. Bu miktar AB, Gürcistan, Türkiye ve Sırbistan pazarları arasında paylaştırıldı . Ancak Azerbaycan’ın Bakü’nün kendi iç talebini karşılayabilmesi için Rusya’dan gaz ithal etme anlaşması, AB’nin Rus gazına olan bağımlılığının gerçekten kırılıp kırılmadığı sorusunu gündeme getiriyor

.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir savaş patlak vermesi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Ermenistan yönetimi Azerbaycan’ın taleplerine çoğunlukla olumlu yaklaşsa da, barış anlaşmasının imzalanmasındaki bazı gecikmeler ve Azerbaycan’ın istediği daha fazla topraktan feragat etmesi yeni çatışmalara yol açabilir. AB muhtemelen bölgedeki siyasi karışıklıklara sadece ılımlı bir şekilde dahil olmaya devam edecek ve ekonomik ve enerji kaygılarına öncelik verecektir.

Belarus

Alexander Lukashenko’nun liderliği altında kaldığı sürece Belarus AB’den geri dönülmez bir şekilde uzak kalmaya devam edecektir. Blok otokratik yönetimini sağlamlaştıran 8 Ağustos 2020’deki tartışmalı seçimin ardından Lukashenko’nun başkanlığının meşruiyetini kabul etmeyi reddetti ler. Bunu takip eden ve iktidarına itiraz eden yaygın protestolara rağmen, Lukashenko sağlam bir şekilde yerleşmeye devam ediyor ve rejimini korumak için gerekli olan her türlü baskı aracını  kullanmaya istekli olduğunu gösterdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen Belarus topraklarından işgal etmesinden bu yana, Belarus’un yaptırımlardan etkilenen ekonomisi giderek daha fazla Rusya’ya bağımlı hale geldi. Belarus resmi olarak Ukrayna’daki savaşın dışında kalmaya devam etse de, Lukashenko Rusya’nın Belarus topraklarını askeri üs ve silahlı kuvvetleri için toplanma alanı olarak kullanmasına izin veriyor. 2021’de Kremlin’den sızdırılan bir belge 2030’a kadar Belarus’un Rusya Federasyonu’na ilhakı için somut planlar gösterdi. Böyle bir birlik mevcut düzenlemeleri resmileştirecek ancak Rusya’nın Belarus toplumunun uyumunu sağlamak için ek maliyetlere katlanmasını gerektirecektir. Bununla birlikte Moskova, taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarına çoktan nakletmiş durumda

.

Belarus’un Litvanya, Letonya ve Polonya ile olan sınırlarında düzensizlik yaratmak için mültecileri silah olarak kullanması, ülkenin komşularıyla olan ilişkilerine daha da zarar verdi. Belarus üzerinden AB sınırlarını geçmeye çalışan göçmenler, AB’nin 2024 yılında daha katı sığınma ve göç kurallarını kabul etmesinden bu yana sığınacak yer bulmakta daha da zorlanacaklar. Letonya ve Litvanya 2023 yılında kendi yasalarını geçirerek Belarus ile olan sınırlarında mültecileri geri itmeye yönelik süregelen bir uygulamayı resmileştirdi. İnsan hakları örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar‘a göre, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya ulaşmayı başaran insanların çoğu, sınır yetkilileri tarafından sıklıkla şiddet kullanılarak Belarus topraklarına geri gönderilmeye zorlanıyor.

Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Ukrayna

Ukrayna, doğudaki tüm aday ülkeler arasında kolektif Batı’dan en fazla siyasi, ekonomik ve askeri ilgi gören ülke oldu. Ancak AB hükümetlerinin ve toplumlarının bu desteğe eşlik eden askeri zafer ve devlet reformu beklentileri gerçekçi olmaktan uzaktı. Bu tutarsızlık, savaşın parçaladığı ülkenin istikrarını ve desteğin devamını etkilemeye devam edecektir

.

Ukrayna’nın Avrupalı ve NATO’lu ortaklarından aldığı askeri yardım, topyekûn ve ani bir yenilgiyi önlemede kritik öneme sahip olsa da, Ukrayna’nın zaferini güvence altına almak için yetersiz ve çok yavaş olduğu kanıtlandı. Yavaş ve tahmin edilebilir bir şekilde, bu orta halli sonuç, Ukrayna’ya desteği düşen Avrupa kamuoyunu hayal kırıklığına uğrattı; insani yardım sağlanması ve işgücü piyasasına erişim, AB üyeliğinin hızlandırılması, enerji maliyetlerinin paylaşımı ve askeri yardım tedariki de dahil olmak üzere birçok kilit konuda. 2024 yılında, Ukrayna’nın en sadık destekçileri (İskandinav ülkeleri ve Baltık devletleri gibi) arasında destek sabit kalırken, Romanya, İtalya ve Almanya gibi ülkeler arasında azalıyor ve Bulgaristan ve Slovakya gibi ülkelerde sürekli olarak düşük kalıyor.

Buna karşılık Ukrayna hükümeti ve halkı, ülkelerinin Avrupa yolunda ilerlemesi konusunda kararlılığını sürdürmektedir. Şubat 2024’te her on Ukraynalıdan sekizi AB ve NATO’ya katılmaktan yanaydı. Bununla birlikte, AB katılım müzakerelerine eşlik eden reform görevi, Ukrayna hükümetinin savaş koşullarının daha da zorlaştırdığı muazzam bir çaba göstermesini gerektiriyor

.

Avrupa Birliği Konseyi’nin 14 Aralık 2023 tarihinde Ukrayna ile katılım müzakerelerini açma kararı almasından bu yana, ülke hükümeti mevzuatını AB müktesebatına uyumlu hale getirmeye hız verdi. Hükümet 2024 baharında reform için ‘Ukrayna Planı’nı nihai hale getirdi. Ancak Ukrayna’nın AB üyeliği gündemi, zor durumdaki ülke için zorlu bir görev olmaya devam ediyor. Önümüzdeki uzun savaş Ukrayna’nın insan ve mali kaynaklarını tüketmeye devam edecek ve hareket özgürlüğü, basın özgürlüğü, barışçıl toplanma özgürlüğü ve yasal korumalar da dahil olmak üzere demokratik özgürlükleri kısıtlamaya devam eden sıkıyönetim altında hukukun üstünlüğünü inşa etmeyi zorlaştıracaktır.”

Avrupa Komisyonu Ukrayna’nın (ve Moldova’nın) resmi reform sürecini değerlendirmede serbestlik tanıyor. Ayrıca önümüzdeki zorlu görevi anladığına dair işaretler de veriyor. Komisyon, 2024-2027 döneminde Ukrayna’nın büyümesini desteklemek amacıyla, Ukrayna’ya öngörülebilir mali destek sağlamak üzere Ukraine Facility adında, görünüşte geri dönüşü olmayan yeni bir araç oluşturdu. Ancak Rusya’nın sürekli askerileştirmesi savaşı uzatacaktır. Bu durum, geniş insan sermayesi ve devlet kapasitesi gerektiren büyük reformları gerçekleştirme olasılığını azaltmaktadır: kamu yönetimi reformu; yargıdaki boş kadroların doldurulması ve görevdeki hakimlerin incelenmesi; üst düzey yolsuzluk davalarında güvenilir bir soruşturma, kovuşturma ve nihai mahkeme kararı sicili oluşturulması; ve yasadışı ateşli silah akışı, insan kaçakçılığı ve siber suçların kontrolü dahil olmak üzere organize suçlarla mücadele.

Halihazırda Ukrayna’nın savaş çabalarında daha fazla işbirliği öneren Avrupalı siyasi partiler, Avrupa kamuoyunun ekonomik korkularını Ukrayna’ya daha fazla destek verilmesine karşı silah olarak kullanmaya devam edecektir. Fransa’daki Ulusal Ralli, Macaristan’daki Fidesz, Almanya’daki Almanya için Alternatif, Romanya’daki Romenlerin Birliği İttifakı ya da Slovakya’daki Sosyal Demokrasi Yönü gibi aşırı sağcı partiler Ukrayna’nın savaş çabalarının finanse edilmesi önünde yeni engeller yaratacak ve genişleme konusunda ilerleme kaydedilmesini engelleyecektir. Buna karşılık, finansmandaki gecikmeler ve Avrupa’daki geleceğine ilişkin belirsizlik Ukrayna’nın reform çabalarını daha da boşa çıkaracaktır

.
Moldova

Moldova’nın küçük boyutu ve ekonomisi onu doğudaki adaylar arasında teknik olarak AB’nin tek pazarına dahil edilmesi en kolay ülke yapıyor. Ancak ülke aynı zamanda Avrupa’nın en yoksul ülkelerinden biri ve büyük ölçüde Rusya yanlısı ayrılıkçı bölge Transdinyester’in yanı sıra Rusya’ya giderek daha fazla bağlanan özerk Gagavuzya bölgesinde çözülmemiş toprak sorunları var. Etnik ve bölgesel çatışmalar AB entegrasyonu görevini daha da göz korkutucu hale getirmektedir.

2023 yılı başlarında yapılan bir ankete göre, Moldovalıların yüzde 60’a yakını  ülkelerinin AB’ye katılmasını istiyor, ancak Moldova’nın Avrupa rotası Rusya yanlısı güçlerin hükümetten uzak tutulmasına bağlı. Bu son hedef, Rusya yanlısı Transnistrianların Kişinev siyaseti üzerindeki etkilerini arttırmalarını sınırlamayı da içeren pek çok siyasi manevra gerektiriyor.

Transdinyester’in – ve giderek Gagavuzya’nın – rolü Kişinev’deki siyaseti etkileme potansiyeli açısından önemli. Şubat 2024’te Transdinyester yönetimi Moskova’dan kendisini Moldova hükümetinin  ‘artan baskısından’  korumasını istedi.

Milli açıdan Rusya, çoğu emekli yaklaşık 400.000 kişinin yaşadığı Transdinyester’e ilgi göstermiyor ya da kaynak ayırmıyor. Moskova’nın Moldova’yı istikrarsızlaştırma emelleri Transdinyester’in ötesine geçiyor. Aslında Kişinev’deki pek çok siyasetçi, Rusça konuşulan Transdinyester’in Moldova’ya çok hızlı bir şekilde entegre edilmesinin Kremlin’e, bölgeyi 1992’den beri şiddetten uzak tutan bu gri bölgede bırakmaktan çok daha fazla yardımcı olacağından korkuyor. Benzer şekilde, 135.000 Türk kökenli ancak Rusça konuşan Gagavuzların çoğu da Rusya yanlısı partileri destekliyor

.

Moldova’da 20 Ekim 2024 tarihinde cumhurbaşkanlığı seçimleri, 2025 yılında ise parlamento seçimleri yapılacak. Görevdeki Maia Sandu, Avrupa yanlısı partisi Eylem ve Dayanışma’nın (PAS) şansını arttırmak ve cumhurbaşkanlığı koltuğundaki hakimiyetini korumak için, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı gün AB üyeliği için bir danışma referandumu yapılacağını duyurdu. Polling seçmenlerin yüzde 27’sinin ilk tercihi olan PAS, Rusya yanlısı Sosyalist Parti’nin on puan önünde yer alıyor. Rusya yanlısı bir diğer siyasi blok olan Şans, Yükümlülükler, Başarılar ise üçüncü sırada yer alıyor. Seçmenlerin yüzde 10’unun tercihini alan PAS, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turunda ipi göğüsleyebilir

.

Rus hükümeti yaklaşan seçimleri Kişinev’de daha fazla nüfuz kazanmak için bir fırsat olarak görüyor. Moskova, Rusya yanlısı Transdinyester’i elinde tutarak Moldova’da bir dayanak noktası oluştursa da, bu bölgede askeri çatışmayı tırmandıracağını beklemek için bir neden yok. Kağıt üzerinde Transdinyester’de 1,500 Rus askeri olması gerekiyor, ancak Moldovalı yetkililere göre çoğunluk aslında Rus üniforması giymiş yerel halktan oluşuyor. Halen Transdinyester topraklarında bulunan Rus askerlerinin sayısı aslında 100’ün altında – somut bir askeri tehdidi temsil eden bir sayı değil.

Buna ek olarak Ukrayna, Transdinyester ile olan sınırını kapatarak dolaylı olarak bir kara saldırısına karşı koruma sağlamış ve yasal ve yasadışı ticareti kesmiştir. Transdinyester yönetimi Kişinev’den kopmamak için Rusya ile bağlantıya ihtiyaç duysa da Moldova devletiyle ekonomik entegrasyona gitmek de çıkarlarına uygun. Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana Transdinyester’i yöneten siyasetçiler ve işadamları çatışmanın dışında kaldılar

.

Tıpkı Ukrayna örneğinde olduğu gibi, Avrupa Konseyi’nin Aralık 2023’te Moldova ile katılım müzakerelerini başlatmasının ardından müzakere ekiplerinin hazırlanması ve Moldova mevzuatının, kurallarının ve prosedürlerinin standartlaştırılmasına yönelik çalışmalar hız kazandı. Moldova ve AB mevzuatını uyumlaştırma süreci 2018‘den bu yana devam ediyor ancak Moldova bürokrasisinin AB’nin talep ettiği değişiklikleri gerçekleştirme kapasitesi sınırlı. Moldova ekonomisini uzun vadede olumsuz etkilemeyecek daha iyi anlaşmaları müzakere etme kabiliyeti de kısıtlı.

Gürcistan

Gürcistan resmi olarak ana dış politika önceliği olarak AB entegrasyonunu takip ediyor. 2023’ün başlarında yapılan bir ankette, Gürcistan nüfusunun yüzde 89 u AB üyeliğini desteklerken, iktidar partisi Gürcü Rüyası-Demokratik Gürcistan (GD-DG) Avrupa yanlısı bir gündemi olduğunu iddia ediyor. Ancak AB, Aralık 2023’te Gürcistan’a aday üye statüsü vermiş olsa da Tiflis, Moldova ya da Ukrayna kadar kararlı bir şekilde reformların peşinden gitmiyor ve zaman zaman ülkeyi AB yolundan uzaklaştıran adımlar atıyor.

Son olarak, GD-DG tarafından desteklenen Rus tarzı ‘yabancı ajan yasası’ ülkenin AB değerlerine bağlılığı konusunda soru işaretleri yarattı. Gürcistan’daki medya kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, aktivist gruplar ve fonlarının yüzde 20’sinden fazlasını yurt dışından alan bağımsız medya kuruluşlarının ‘yabancı ajan’ olarak kayıt yaptırmalarını ya da cezalarla karşılaşmalarını gerektiren yasanın gazetecileri hedef almak için istismar edilebileceğinden korkuyor. Gözlemciler bu kararı, GD-DG’nin Ekim 2024’te yapılacak parlamento seçimleri öncesinde daha fazla güç toplamasının bir yolu olarak görüyor. Buna ek olarak, yakın zamanda önerilen, insanların cinsiyetlerini değiştirmelerini yasaklayan ve eşcinsel çiftlerin çocuk evlat edinmelerini yasaklayan LGBTQ+ karşıtı yasalar da batılı liderlerin eleştirilerine yol açtı.

Bu önlemlere rağmen GD-DG hala kamuoyu yoklamalarında birinci sırada, popüler olmayan ve parçalanmış bir muhalefetin rahatça önünde yer alıyor. Devam eden hükümet karşıtı protestolara rağmen, partinin yaklaşan parlamento seçimlerinde ilk sırayı alması ve Gürcistan’ın Avrupa yanlısı yolunu daha da şüpheye düşürmesi muhtemeldir.

Gürcistan da Rusya’ya karşı muğlak bir tutum sergilemekte ve Abhazya ve Güney Osetya vilayetlerini işgal eden bu ülkeyle dostane ilişkilerini savunmaktadır. Gürcistan, Abhazya ve Güney Osetya’yı Gürcistan’ı istikrarsızlaştırmak ve AB ve NATO entegrasyon planlarını engellemek için sık sık kullanan Rusya ile yaşadığı travmatik deneyime rağmen Moskova’nın Ukrayna’yı işgalini kınamaktan kaçındı. Aynı zamanda, aralarında ABD ve IMF’nin de bulunduğu uluslararası değerlendiriciler, Gürcistan’ın Rusya’ya karşı koordine edilen yaptırım rejimiyle büyük ölçüde uyumlu olduğunu teyit etti. Dahası, AB Gürcistan’ın ana ticaret ortağı olmaya devam etmekte olup, ticaretinin %20,5’ini gerçekleştirmekte, onu Türkiye (%14,6) ve Rusya (%13) izlemektedir.

Rusya ile ilişkilerin ısınmasına karşı protestolar devam edebilir ve GD-DG ve ülkenin istikrarı için sorunlu hale gelebilir. Ancak hükümet ve GD-DG, muhalefete verilen desteğin zayıflamasıyla da cesaretlenebilir. Gürcistan reformları uygulamakta zorlanırken AB entegrasyonuna yönelik ilerleme yavaş kalacaktır.

Ermenistan

Ermenistan son bir yıl içinde AB ile ilişkilerini geliştirmeyi ve güvenlik garantileri için Rusya’dan uzaklaşmayı hedeflediğinin sinyallerini verdi. Bu dış politika değişikliği, Azerbaycan’ın 2023’te Dağlık Karabağ ‘daki başarılı saldırısında Rusya’nın Ermenistan’ın yardımına gelmemesinin bir sonucudur. Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ’ı bünyesine katması karşısında Rusya’nın pasif kalması, Rusya liderliğindeki Ermenistan, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya ve Tacikistan’dan oluşan NATO tipi hükümetler arası bir askeri ittifak olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ)’nün karşılıklı savunma maddesini ihlal etti.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan,Ermenistan’ın KGAÖ üyeliğinin dondurulduğunu ilan etti. Ermenistan ayrıca ülkenin Moskova’da bulunan KGAÖ temsilcisini de geri çağırdı.

Rusya’dan herhangi bir güvenlik garantisi alamayan ve ülkesinin önceliklerini değiştirmek isteyen Paşinyan, Azeri yönetiminin talep ettiği dört köyden daha fazla toprak verilmesi anlamına gelse bile, Azerbaycan ile bir barış anlaşmasının resmileştirilmesine odaklanmış görünüyor. Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan ordusuna karşı savunma konusundaki isteksizliği popülaritesini zayıflatarak istikrarsızlık riskini arttırdı.

Geleneksel olarak cephaneliği için Rusya’ya bağımlı olan Ermenistan, şimdi güvenlik çıkarlarını Rusya’dan uzaklaştırıp Batı ile yakınlaşmaya çalışıyor. Azerbaycan’la olan sınırını izlemek için bir AB misyonunu  memnuniyetle karşılarken, Fransa’dan zırhlı araçlar ve radar sistemleri satın almayı hedefliyor.

Bununla birlikte Ermenistan, Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı ekonomik yaptırımlardan da yararlandı. Otomobil, cep telefonu, yüksek teknoloji ürünleri ve diğer tüketici elektroniği gibi Batı’da üretilen malları yeniden ihraç eden Ermeni şirketleri, Ukrayna’daki savaşın patlak vermesinden bu yana işlerini artırdı . Bu uygulama sayesinde Ermenistan’ın Rusya’ya toplam ihracatı üç katına çıktı. Bu şirketlerin Ermenistan’da ödedikleri yüksek vergiler de arttı. ABD ve AB’nin yüksek teknolojili malların ve bileşenlerin yeniden ihracatını engellemeye yönelik güçlü baskısı altında, Ermeni ihracatçılar artık Rusya’ya mikroçip, transformatör, video kamera, anten ve diğer elektronik ekipmanları teslim etmek için hükümet iznine ihtiyaç duyuyor.

Azerbaycan

Azerbaycan, görevdeki cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 7 Şubat 2024’te oyların yüzde 92’sinden fazlasını alarak beşinci dönemini kazanmasıyla otokrasi statüsünü daha da pekiştirdi. Aliyev, Kasım 2023’te Dağlık Karabağ bölgesini başarıyla ele geçirmesinin ardından erken seçim çağrısında bulunmuştu

.

O zamandan bu yana Aliyev, aralarında Afganistan’daki Taliban hükümetinin de bulunduğu Orta Doğu ve Orta Asya ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmeye devam etti. Aliyev’in önceliği Ermenistan’ın Syunik bölgesini ikiye bölerek Azerbaycan’ı batıdaki Nahçıvan eksklavına bağlayacak gümrüksüz bir geçiş yolu olan Zangezur koridorunu kurmak. Aliyev Ermenistan’a kendisini bu hedefe yaklaştıracak dört köyün imtiyazını kabul etmesi için baskı yapıyor. Azeri hükümeti,Türkiye ile Zangezur koridorunun inşasını kabul etti ki bu hızlı başarı için gerekli bir koşuldur.

Artan otokratikleşmesine ve 2022’den bu yana Rusya ile yenilenen ilişkilerine rağmen AB, özellikle petrol ve gaz rezervleri ve Rusya ile Çin arasındaki stratejik konumu nedeniyle Azerbaycan ile yakın bağlarını sürdürüyor. AB, Rusya’ya olan bağımlılığını azaltmak için Azerbaycan’dan gaz satın alıyor. Aynı zamanda Azerbaycan, Bakü’nün kendi iç talebini karşılamasını sağlayacak bir anlaşma kapsamında Rusya’dan gaz ithal etmeye başladı

.

Azerbaycan’ın Avrupa’ya doğal gaz ihracatı 2021’den 2023’e kadar istikrarlı bir şekilde artarak 2021’de 19 milyar metreküpe (bcm), 2022’de 22,6 bcm’e ve 2023’te 23,8 bcm’e ulaştı. Bu miktar AB, Gürcistan, Türkiye ve Sırbistan pazarları arasında paylaştırıldı . Ancak Azerbaycan’ın Bakü’nün kendi iç talebini karşılayabilmesi için Rusya’dan gaz ithal etme anlaşması, AB’nin Rus gazına olan bağımlılığının gerçekten kırılıp kırılmadığı sorusunu gündeme getiriyor

.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında yeni bir savaş patlak vermesi endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Ermenistan yönetimi Azerbaycan’ın taleplerine çoğunlukla olumlu yaklaşsa da, barış anlaşmasının imzalanmasındaki bazı gecikmeler ve Azerbaycan’ın istediği daha fazla topraktan feragat etmesi yeni çatışmalara yol açabilir. AB muhtemelen bölgedeki siyasi karışıklıklara sadece ılımlı bir şekilde dahil olmaya devam edecek ve ekonomik ve enerji kaygılarına öncelik verecektir.

Belarus

Alexander Lukashenko’nun liderliği altında kaldığı sürece Belarus AB’den geri dönülmez bir şekilde uzak kalmaya devam edecektir. Blok otokratik yönetimini sağlamlaştıran 8 Ağustos 2020’deki tartışmalı seçimin ardından Lukashenko’nun başkanlığının meşruiyetini kabul etmeyi reddetti ler. Bunu takip eden ve iktidarına itiraz eden yaygın protestolara rağmen, Lukashenko sağlam bir şekilde yerleşmeye devam ediyor ve rejimini korumak için gerekli olan her türlü baskı aracını  kullanmaya istekli olduğunu gösterdi.

Rusya’nın Ukrayna’yı kısmen Belarus topraklarından işgal etmesinden bu yana, Belarus’un yaptırımlardan etkilenen ekonomisi giderek daha fazla Rusya’ya bağımlı hale geldi. Belarus resmi olarak Ukrayna’daki savaşın dışında kalmaya devam etse de, Lukashenko Rusya’nın Belarus topraklarını askeri üs ve silahlı kuvvetleri için toplanma alanı olarak kullanmasına izin veriyor. 2021’de Kremlin’den sızdırılan bir belge 2030’a kadar Belarus’un Rusya Federasyonu’na ilhakı için somut planlar gösterdi. Böyle bir birlik mevcut düzenlemeleri resmileştirecek ancak Rusya’nın Belarus toplumunun uyumunu sağlamak için ek maliyetlere katlanmasını gerektirecektir. Bununla birlikte Moskova, taktik nükleer silahlarını Belarus topraklarına çoktan nakletmiş durumda

.

Belarus’un Litvanya, Letonya ve Polonya ile olan sınırlarında düzensizlik yaratmak için mültecileri silah olarak kullanması, ülkenin komşularıyla olan ilişkilerine daha da zarar verdi. Belarus üzerinden AB sınırlarını geçmeye çalışan göçmenler, AB’nin 2024 yılında daha katı sığınma ve göç kurallarını kabul etmesinden bu yana sığınacak yer bulmakta daha da zorlanacaklar. Letonya ve Litvanya 2023 yılında kendi yasalarını geçirerek Belarus ile olan sınırlarında mültecileri geri itmeye yönelik süregelen bir uygulamayı resmileştirdi. İnsan hakları örgütü Sınır Tanımayan Doktorlar‘a göre, Letonya, Litvanya ve Polonya’ya ulaşmayı başaran insanların çoğu, sınır yetkilileri tarafından sıklıkla şiddet kullanılarak Belarus topraklarına geri gönderilmeye zorlanıyor.

Sonuç

Bazı AB üyesi ülkelerdeki siyasi eğilimler, Macaristan Başbakanı Viktor Orban gibi Rusya dostu liderleri Ukrayna karşıtlığında daha az izole bırakıyor gibi görünüyor. Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Slovakya ve Romanya’da aşırı sağcı partiler anketlerde yükseliyor ve Haziran 2024 seçimlerinden sonra Avrupa Parlamentosu’nda ve ulusal düzeyde Ukrayna karşıtı duruşu güçlendirebilir.

AB’nin doğu komşuluk bölgesiyle daha fazla dayanışma için potansiyel olarak daha düşmanca olan bu ortamda, Gürcistan’ın siyasi olarak Rusya ile daha uyumlu hale gelmesi veya Moldova’da AB karşıtı bir hükümet gibi aday ülkelerdeki herhangi bir Avrupa karşıtı aksaklık, genişleme şüpheciliğini körükleyecektir. AB genişlemesi ve güvenlik arasındaki güçlü bağ göz önüne alındığında, bu sonuç AB’nin Rusya’ya karşı güç projeksiyonu için zararlı olacak ve jeopolitik hedeflerini sınırlayacaktır.

Go to top